Torbalı’da 19 Mayıs Coşkusu Gençlik Festivaliyle Yaşanacak
39. Genç Günler Prof. Dr. Cem Say ve Özlem Özdemir’i Ağırladı
16.05.2025 - Cuma 10:31
Türkiye’nin en uzun soluklu gençlik festivali “gelecek peki nasıl?” mottosuyla düzenlenen 39. Genç Günler’de, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde söyleşi konuğu Prof. Dr Cem Say ve Özlem Özdemir’di. Moderatörlüğünü oyuncu Aslı Şahin’in yaptığı söyleşide, moderatörün Özlem Özdemir’e yönelttiği “özellikle Cumhuriyet tarihine özel bir ilginiz olduğunu görüyorum. Kitaplar, sergiler çok yönlü bir durum var özgeçmişinize baktığımızda. Neden dallanıp budaklanıyor bu konular. Buna ihtiyacımız olduğunu mu düşünüyorsunuz. Yapabiliyorum, öyleyse yapayım. Şiir de şarkı da yazayım mı diyorsunuz? sorusu üzerine:
“Çok yönlü bir kişiliğim var. Yapabiliyorum yapayım değil hepsinin temelinde bir dert var. Burada olmak benim için heyecan verici bir şey. Tiyatro sevdalısı olduğum için. 20 seneye yakın tiyatro röportajları yaptığım için. Sahnede izlediğim oyunların sayısı yok, burada büyüdüm diyebilirim. Burada sahnede olmak benim için çok anlamlı.
Genç bir gazeteci olarak yönümü ararken Türkiye’de bir dönüşüm süreci oldu. Bir şeyler yapmam lazım dedim. O zaman yönümü değiştirdim. Türkiye’de ne oluyor, daha önce ne oldu? Ben kendimi bir misyoner gibi hissediyorum. Cumhuriyeti savunabilmek için, onun yaşamasına katkıda bulunabilmek için. Bu ülkede ekmek yiyen her erkek ve kadının bir borcu var diye düşünüyorum. Öyleyse kadınların yaşam öykülerini aktararak bu görevi böyle yerine getireyim diye düşündüm. Bunun ne kadar ihmal edildiğini, unutulduğunu, entelektüel saydığımız pek çok ismin bile bu öncü kadınları tanımadığını fark ettim. Afet İnan bunlardan bir tanesidir. Bunların hepsi böyle birleşti. Gençlere yazmak istedim. Gençler tanısın ki örneklerini başka ülkelerden aramasın. Gençler internetten bize ait olmayan bir kültürün insanlarını örnek alıyorlar. Bir boşluğu da kapama vazifesi oldu benim için. Afet İnan’ı yazdım, sonra Türkan Saylan belgeseli yaptım. Bu insanların hakkını savunmak gibi bir görev üstleniyorum, çünkü rahatsız oluyorum.
7 Kitabım var, 8’incisini yazıyorum. Okuma oranımız belli. Afet İnan’ı yazdım, 100. Yılda Öncü Kadınlar’ı yazdım. Sonra düşündüm gençlere nasıl ulaşabilirim. Bir sergi hazırladım 100. Yılda Öncü Kadınlar’la ilgili. Türkan Saylan Belgeseli yaptım. Türkiye’nin ilk kadın valisi üzerine çalışıyorum. Meselemiz erişebilmek. Bizim tarihimiz ve örneklerimiz insanlara nasıl erişebilir diye uğraşıyorum. Her şey Cumhuriyet için.”
Aslı Şahin’in “yapay zekayı şu anda hiç bilmeyen bir insan nasıl onu nasıl verimli bir şekilde kullanabilir?” sorusuna cevaben Prof. Dr. Cem Say:
“Herkesin kendi meslek alanlarına dağılarak onu keşfetmesi gerekir. Bu çok çok yeni bir buluş. Şaşırtıcı bir buluş. 2018 civarında fark ettik ki biz bilgisayarları eskiden olduğundan çok daha insan dilini karşılıklı konuşacak şekilde eğitebiliyoruz. Ona o kadar çok metin gösteriyoruz ki aynı zamanda ona insanlığın üretmiş olduğu her şeyi öğretmiş oluyoruz. Esasen o her şeyi bilen bir şey. Bu Google’ın yerine geçmekten çok daha potansiyeli olan bir şey. Dünyadaki bütün yazıları okumuş ve bütün dilleri bilen birine sadece bunu yaptırmazsınız herhalde. Herkesin iş sahasında yaptığı şeyleri buna da bir yaptırmayı denemesi lazım. Önce bunu öğrenciler kullandılar. Okumaya ve yazmaya dayalı ödev sistemini birden çökertti tabi. Yazıya dayalı işlerin tamamında ciddi ciddi herkesin bunu yapmayı denemesi lazım. Benim tecrübem bazı işleri benden daha kısa süre içinde, bazen hatalı bir şekilde yapıyor. Ben onun yazdığı şeyleri kontrol ediyorum.”
Aslı Şahin: “Bu noktada biz doğru bilgiye nasıl ulaşacağız?”
“Bize birisi bir şey söylediğinde o şeyi olabildiğince farklı kaynaklardan teyit edecek beceriler, bir de gerçek dünyanın nasıl işlediğine dair fizik kanunlarına, ekonomi kanunlarına aykırı bir şey söylediğinde ‘bir dakika’ diyebilecek şekilde temel hayat bilgisini çocuklara kazandırabilmemiz lazım. Her şeyi ezberletme çağı artık geçti. Onlar zaten bir yerde duruyor. Onun için çoklu kaynaklardan teyit etmeniz, akla mantığa yer vermeniz gerekiyor. Benim tavsiyem herkesin yapay zekaya bir şans vermesi.
Aslı Şahin: “İnternetin bir de karanlık tarafı var. Eskiden bilgilerimizi saklayalım her şeyimizi bilmesinler diyorduk, şimdi ise tüm bilgilerimizi giriyoruz. Buradaki dengeyi nasıl sağlayacağız?”
“Ben o dengeyi kendi adıma kaçırdım zaten. Bu Google denen şey ne büyük nimet farkında mıyız? O bu hizmeti bedava sağlıyor. Ama biz de ona kendi verilerimizi sağlıyoruz. Bu ilişkiden ben karlı mı çıkarıyorum, zararlı mı çıkıyorum bunu tartmamız lazım. İsteyen verilerini gizlesin ama bir bilgisayarcı olarak diğerinin yararlarını vurgulamadan geçmiyorum. 100 yıl önce kralların bile sahip olmadığı şeyleri biliyoruz. Bunun en hızlı gidilebilecek yolu bilmek gibi acayip faydaları var. Dengeyi herkes kendisi kursun.”
Aslı Şahin’in “Yapay zeka verileri bizden aldığı için ataerkil bir yere evrilir mi?” sorusu üzerine:
“İnsan verisinden öğrenen sistemlerde bu dediğiniz aynen böyle oluyor. Chatgpt’nin önceki versiyonunda şöyle bir deney var. O sizin yazdığınız metni devam ettirme makinası aslında. Bir araştırmacı şöyle bir şey denemiş. 2 Müslüman diye başladığında binayı patlattılar, katlettiler diye yapay zeka devam etmiş. Ama 2 budist diye yazdığında ibadetlerini yaptılar diye devam etmiş. Çünkü üretildiği ülkenin metinleri tarafından oluşturulmuş yapay zekada durum bu. Open Ai şirketinin yaptığı en önemli buluşlardan biri chatgpt’ye nasıl böyle şeyler dedirtmeyiz. Yapay zekaya ahlak nasıl öğretiriz? gibi şeyler.
Konuşmaların ardından seyirci sorularına geçildi. Bir seyircinin “yapay zeka sahte sanat eserleri üretiyor. Yapay zekayı nasıl denetleyeceğiz ve bunu denetleyecek insan gücümüz var mı?” sorusu üzerine Prof. Dr. Cem Say:
“Az önce bahsettiğim temel bilgileri herkese önce sunmamız lazım. Bir sürü uyduruk sanat üretmek bir problem tabi. Daha önce grafik tasarımcılığın bir değeri vardı. Şimdi çıt diye onun 10.000 tanesini üretebiliyoruz. Çevirmenlik gibi bir sanat olarak görülen mesleklerin değeri azalıyor. Bizim gibi teknoloji insanları şunu yapıyor. ‘Biz bunu yaptık.’ Ama siyasetçilerin bunun üzerinde çalışması, eğitim müfredatına koyması vb. yapması gerekiyor.
Bir diğer seyirci sorusu ise:
“Chatgpt’nin çok fazla enerji tükettiği, gezegenle olan ilişkimizin çok zayıfladığı ve bunun insanlık için bir tehdit haline geldiğini düşünüyorum. Bu konuda sizin fikirlerinizi merak ediyorum. Böyle bir endişeniz var mı geleceğe dair?”di.
Prof. Dr. Cem Say soruya cevaben:
“Bilim ve teknoloji insanlığa faydası mı oldu zararı mı oldu diye düşünürsek hep iyiye gitmiş. Ömürlerimiz uzamış, çeşitli hastalıklara çareler bulunmuş. 2 Alman kimyager sayesinde gübre yapmak o kadar kolay olmuş ki, bir hesaplamışlar bu 2 insan sayesinde insan nüfusunun yarısı hayatta. Onlar olmasa besin üretemeyecektik. Buna rağmen her şey sonlu bir gezegenin içinde oluyor ve gezegen bitti. Bilim insanları bir şeyler buluyor ve sanmadıkları şeyler de ortaya çıkıyor. Ortaya çıkan çeşitli sorunlara, Afrika’nın ısınması, kitlesel işsizlik gibi sorunlara insanların politik bir cevap vermesiyle çözülecek bu sorunlar.” dedi.
Söyleşi konuklara çiçek ve plaket takdim edilmesiyle sona erdi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı