Ağız sağlığı ömür boyu süren bir yatırım!

06.08.2025 - Çarşamba 12:23

Üsküdar Üniversitesi Diş Hastanesi Çocuk Diş Hekimliği Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Buse Yılmaz Şen, ağız ve diş sağlığının genel sağlık, beslenme, konuşma, sosyal yaşam ve özgüven üzerindeki etkileri ile çocuklukta başlayan ağız bakım alışkanlıklarının önemini anlattı.

Ağız sağlığı, genel sağlığın ayrılmaz bir parçası!

Sağlık kavramının Dünya Sağlık Örgütü tarafından ‘yalnızca bedenen hasta veya sakat olmamak değil, ruhen ve sosyal yönden de tam bir iyilik hali’ şeklinde tanımlandığını hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Buse Yılmaz Şen, “Ağız boşluğumuz vücudumuzun tamamlayıcı bir parçasıdır ve ağız sağlığı vücudumuzun geri kalan kısmının sağlığıyla yakından ilişkili. Bilimsel kanıtlarla, ağız sağlığının genel sağlığa olan olumlu ve olumsuz etkileri net bir şekilde ortaya konmuştur.” dedi.

Ağız sağlığının, bütün dişlere sahip olmak değil aynı zamanda bu dişlerin çürüksüz, dolgusuz sağlam olması anlamına geldiğini aktaran Şen, “Bu durum, insanların yaşamları boyunca genel sağlığının en temel ve tamamlayıcı parçasıdır. Bir birey için ağız sağlığı denilince akla sadece dişler değil, diş etleri, damak, dudaklar, tükürük bezleri, çiğneme kasları alt ve üst çene yani total bir ağız bütünlüğü akla gelmeli. İyi bir ağız sağlığı, sadece diş çürüğü ve diş eti hastalıklarına sahip olmamak değil, kronik ağız hastalıkları, ağız ve boğaz kanserleri, yumuşak doku lezyonları, damak dudak-yarıkları gibi doğumsal defektlere, ağız, diş ve iskelet dokularını etkileyen diğer hastalıklara, durumlara veya rahatsızlıklara sahip olmamak anlamına gelir. Çiğneme, tat alma, gülümseme, konuşma ve şarkı söyleme gibi birçok temel insani fonksiyonun gerçekleştirilebilmesi için ağız sağlığımız yeterli düzeyde olmalı.” şeklinde konuştu.

Tedavi edilmeyen çürükler, çocuklarda fiziksel ve sosyal sorunlara yol açar!

Hayatının ilk yıllarında sağlıklı bir gülümsenin bütün çocukların hakkı olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Buse Yılmaz Şen, “Çocuklarda tedavi edilmeyen diş çürüklerinin; beslenme güçlüğü, konuşma bozukluğu, diş yapısında harabiyet, yetersiz çiğneme fonksiyonu, estetik problemler ve buna bağlı olarak öz güven kaybı, ağrı, enfeksiyon, konsantrasyon kaybı, öğrenme güçlüğü ve okul devamsızlığı gibi birçok belirgin oral ve sistemik problemlere neden olacağı ve sosyal ve duygusal birçok sonuç doğurabileceği biliniyor. Yani ağız boşluğumuz bir bakıma vücudumuzun dış dünya ile bağlantısını sağlayan ilk giriş kapısıdır.” açıklamasını yaptı.

Sağlıklı dişler, çocuğun büyüme ve gelişimi için hayati öneme sahip! 

Sağlıklı dişlerin, yiyeceklerin etkili bir şekilde çiğnenmesini sağladığını kaydeden Şen, “Çocuklukta çürük ya da travmaya bağlı diş kayıpları, çiğneme fonksiyonunu olumsuz etkileyerek çocuğun besinleri yeterince sindirememesine neden olabilir.” dedi.

Bu durumun, iştah kaybına ve beslenme bozukluklarına yol açabileceğine dikkat çeken Şen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dengeli bir diyet için sağlıklı dişler hayati önem taşır. Yetersiz çiğneme ve beslenme alışkanlıkları, çocukların fiziksel büyüme ve gelişmesini olumsuz etkiler. Araştırmalar, ağız ve diş sağlığının bozulmasının çocuklarda büyüme geriliği ile ilişkili olduğunu gösteriyor. Bu nedenle, sağlıklı bir ağız yapısı, çocuğun optimal gelişimi için temel bir gereklilik. 

Ayrıca çocukluk dönemindeki süt dişleri daimi dişlere yer hazırlar, çene gelişimine yardımcı olur. Bu sebeple erken dönemde bile sorunlar ciddiye alınmalı. Tedavi edilmeyen sorunlar, ilerleyen yaşlarda diş kayıpları, yer darlığı, çene problemleri ve ortodontik sorunlara yol açabilir.”

Eksik veya düzensiz dişler, konuşma bozukluklarına yol açabilir! 

Dişlerin, düzgün bir konuşma ve ses üretimi için önemli bir role sahip olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Buse Yılmaz Şen, “Eksik veya düzensiz dişler, çocukların bazı harfleri telaffuz etmesini zorlaştırabilir ve konuşma bozukluklarına yol açabilir. Özellikle erken yaşlarda oluşan bu sorunlar, tedavi edilmediğinde uzun vadeli konuşma problemlerine neden olabilir.” dedi.

Çocukluktan yetişkinliğe hayatın her döneminde dişlerin estetik görünümünün, sosyal etkileşim ve özgüven üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğuna işaret eden Şen, “Sağlıklı ve estetik bir gülümseme, bireyin sosyal çevresinde daha özgüvenli olmasını sağlar. Çürük ya da travmaya bağlı diş sorunları, çocukların arkadaşları tarafından alay konusu olmasına veya dışlanmasına yol açabilir. Araştırmalar, ağız sağlığı sorunları yaşayan çocukların gülümsemekten kaçındıklarını, sosyal ortamlarda kendilerini geri planda tuttuklarını gösteriyor. Bu durum yaşam boyu kişilikle özdeşleşebiliyor.” Uyarısında bulundu.

Çocuklukta kazanılan doğru alışkanlıklar, yetişkinlikte ağız sağlığını korur!

Çocuklara ağız ve diş sağlığı bilincini aşılamanın, ebeveynlerin aktif katılımını gerektirdiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Buse Yılmaz Şen, “Birlikte diş fırçalama rutinleri oluşturma ve eğlenceli aktivitelerle ağız bakımını teşvik etmek, bu alışkanlıkların pekişmesine yardımcı olur.” dedi.

Çocuklukta başlayan doğru alışkanlıkların, yetişkinlikte ağız ve diş sağlığının korunmasını kolaylaştırdığının altını çizen Şen, sözlerini şöyle tamamladı:

“Çocuklukta ihmal edilen ağız bakımı, ilerleyen yaşlarda diş kaybı, diş eti hastalıkları ve estetik sorunlara yol açabilir. Ağız ve diş sağlığı, çocuğun fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişiminde hayati bir rol oynar. Çiğneme, beslenme, konuşma ve özgüven gibi hayati fonksiyonların temelini oluşturan ağız sağlığı, erken yaşlarda kazanılan alışkanlıklarla korunabilir. Çocuklarınıza ve kendinize düzenli ağız bakımı alışkanlıkları kazandırarak onların hem bugün hem de gelecekte sağlıklı bir yaşam sürmelerine destek olabilirsiniz. Düzenli diş hekimi kontrolleri ve etkili bir ağız bakım rutini, sağlıklı dişlerin uzun yıllar korunmasına yardımcı olur. Unutmayın, ağız sağlığı bir ömür boyu süren bir yatırımdır.”

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

YORUM YAZ