Başkan Altay: “Konya’nın Bir Başkent Olarak Surlarını Açığa Çıkarmak ve Turizm Potansiyelini Artırmak İçin Çalışıyoruz”
İşkolik misiniz, yoksa tükenmek üzere misiniz?
04.07.2025 - Cuma 11:51
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, işkoliklik ile tükenmişlik sendromu arasındaki farklar, aralarındaki ilişki, bu durumların birey ve ilişkiler üzerindeki etkileri ile terapi süreci ve korunma yolları hakkında açıklamalarda bulundu.
İşkolik çalışırken heyecan duyar, tükenmiş biri çalışmayı bile istemez!
İşkoliklik ve tükenmişlik sendromu kavramlarının birbirine karıştırılabildiğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “İşkoliklik, kişinin dinlenmeden, kendine zaman ayırmadan sürekli çalışması ve bunu bir zorunluluk gibi hissetmesidir. Tükenmişlik sendromu ise, duygusal yorgunluk, motivasyon kaybı ve işe karşı isteksizlikle kendini gösteren bir çöküş halidir.” dedi.
İşkolik birinin genellikle çalışırken heyecan duyabildiğini, tükenmiş bir kişinin ise çalışmayı düşünmek bile istemeyebildiğini dile getiren Aydın, “Örneğin; Ayşe Hanım her sabah erkenden kalkıp ofise koşa koşa gidiyor ve işten çıktığında dahi mailleri kontrol ediyor, tatildeyken bile aklı işte kalıyor. Bu durum iş kolikliğe örnek olarak gösterilebilir. Ama bir sabah yataktan kalkmakta zorlanıyorsa, hiçbir şey yapmak istemiyorsa ve her şey gözünde dağ gibi büyümeye başlıyorsa bu artık tükenmişliğe işaret edebilir.” açıklamasını yaptı.
İşkoliklik tükenmişliğe yol açabilir ama her tükenmişliğin kaynağı işkoliklik değil!
Her işkolik bireyin zamanla tükenmişlik yaşayabileceğini aktaran Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Ama bu kaçınılmaz son değildir. Bu, kişinin sınırlarını ne kadar gözettiğiyle ilgilidir.” dedi.
“Tükenmişlik yaşayan herkesin işkolik olması da gerekmez.” diyen Aydın, “Örneğin; hemşirelik gibi yoğun ve duygusal emek isteyen mesleklerde çalışan kişiler, iş saatleri dışında çalışmasalar da zamanla tükenebilirler. Yani işkoliklik tükenmişliğe yol açabilir ama her tükenmişliğin kaynağı işkoliklik değildir. Bu iki durum arasında bir bağ olsa da, her zaman bire bir örtüşmezler.” şeklinde konuştu.
İşkoliklik, belirtileri besleyerek tükenmişlik sendromuna zemin hazırlayabilir!
İşe aşırı bağlılığın bir noktadan sonra kişinin sağlığını, ilişkilerini ve ruhsal dengesini tehdit edebildiğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Uyku sorunları, sinirlilik, sürekli yorgunluk hissi, odaklanma güçlüğü ve keyif alınan aktivitelerden uzaklaşma en sık görülen belirtilerdir. İşkoliklik, bu belirtileri besleyerek tükenmişlik sendromuna zemin hazırlar.” dedi.
Bir kişinin sürekli ‘biraz daha çalışayım, sonra dinlenirim’ diyerek aylarını geçirmesi halinde, bedeninin bir gün bu tempo karşısında alarm vereceğine ve enerji bataryalarının tamamen bitebileceğine vurgu yapan Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İşkolik bireyler, iş dışında kalan zamanı genellikle boş, anlamsız ya da verimsiz olarak değerlendirir. Bu da onları eşleriyle, çocuklarıyla ya da arkadaşlarıyla geçirilen zamanlardan uzaklaştırır. Tükenmişlikte ise kişi, yorgunluğundan ötürü sosyal ortamlardan geri çekilir, içe kapanır. Her iki durumda da ilişkilerde mesafe oluşur. İşkolik biri hafta sonları dahi iş düşünmekten çocuğunun resim sergisine gidemezken, bir süre sonra tükenmişlik yaşayan eşiyle iletişimi kopma noktasına gelir. Bu süreçte hem bireyler hem de ilişkiler zarar görür.”
“Terapi, sadece semptomları hafifletmek değil, hayatı yeniden yapılandırmak anlamına gelir”
Bir bireyin hem işkolik olup hem de tükenmişlik sendromu yaşaması durumunda terapi sürecinin genellikle iki aşamada ilerlediğine değinen Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Öncelikle bireyin enerji kaynaklarını yeniden kazanması, yani tükenmişliği hafifletmesi hedeflenir. Sonrasında ise işkolik düşünce kalıplarıyla çalışılır. ‘Çalışmazsam değerli değilim’ ya da ‘Durmak tembelliktir’ gibi inançlar gözden geçirilir. Danışan, iş dışında da var olabileceğini öğrenmeye başlar.” dedi.
Psikolojik desteğin, kişiye hem kendini yeniden tanıma hem de hayatına denge kazandırma fırsatı sunduğunu vurgulayan Aydın, “Terapi, sadece semptomları hafifletmek değil, hayatı yeniden yapılandırmak anlamına gelir.” uyarısında bulundu ve işkolik bireylerin tükenmişliğe karşı kendilerini koruyabilmesi için önerilerde bulunarak sözlerini şöyle tamamladı:
“Öncelikle iş ve özel hayat arasındaki sınırların net çizilmesi önemlidir. Günlük mola vermek, izin günlerini değerlendirmek, tatil planlamak basit ama etkili adımlardır. Ayrıca ‘hayır’ demeyi öğrenmek, her gelen işi üstlenmemek ve zaman yönetimi konusunda bilinçli davranmak koruyucudur. Eskiden akşamları da çalışan birinin artık belirli bir saatte bilgisayarını kapatmayı alışkanlık haline getirmesi gerekir. Bu tür küçük adımlar, zamanla tükenmişliğe karşı güçlü bir kalkan oluşturur.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı