Yaz tatili, çocukların ekran başında saatler geçirdiği bir dönem olmak zorunda değil!

30.06.2025 - Pazartesi 13:01

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, yaz tatilinin çocuklar için anlam ve önemine değinerek ebeveynlerin bu süreci nasıl değerlendirmeleri gerektiğinden bahsetti.

Yaz tatili çocuk için bağları güçlendirme, beceriler geliştirme ve desteklenme dönemi…

Okullar kapandığında çocukların ilk heyecanının özgürlük, eğlence ve dinlenme olurken, ebeveynler için tatil döneminin çoğu zaman ‘Bu yaz çocuğuma nasıl faydalı olabilirim?’, ‘Tüm gün ekrana bakmasın diye ne yapmalı?’, ‘İşten fırsat buldukça onunla nasıl kaliteli vakit geçiririm?’ gibi sorular olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Tüm bu soruların ortak bir cevabı var: Kaliteli zaman. Yaz tatili çocuğun gelişimi için sadece bir dinlenme süreci değil, aynı zamanda duygusal bağları güçlendirme, beceriler geliştirme ve psikososyal olarak desteklenme dönemidir.” dedi.

‘Kaliteli zaman’ kavramının ‘sağlıklı gelişim’ anlamına geldiğine dikkat çeken Ülkü, “Çocuklarla geçirilen zamanın uzunluğu değil, içeriği belirleyicidir. Birlikte geçirilen kısa bir zaman dilimi bile, eğer dikkat, ilgi ve etkileşim içeriyorsa çocuğun ruhsal gelişimine önemli katkı sağlar. Özellikle yaz tatili gibi daha esnek dönemlerde bu fırsat çok daha değerlidir.” açıklamasını yaptı.

Ekran süresi sınır koyarak değil, alternatif sunarak dengelenebilir! 

Araştırmaların, çocuklarla kurulan kaliteli ilişkinin; özgüveni, duygusal dayanıklılığı, problem çözme becerilerini ve sosyal uyumu desteklediğini gösterdiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Bu bağın özellikle tatil dönemlerinde pekişmesi, çocuğun hem anı dünyasını zenginleştirir hem de gelişim sürecine psikolojik yatırım sağlar.” dedi.

Yaz tatili boyunca çocukların ekran süresinin, okul dönemiyle kıyaslandığında doğal olarak arttığına işaret eden Ülkü, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu süre kontrol edilmezse, ekran bağımlılığı gelişebilir. Özellikle 0-12 yaş arası çocuklarda ekran karşısında geçirilen uzun saatler dikkat dağınıklığı, uyku problemleri ve duygusal regülasyon sorunları gibi birçok alanda risk oluşturur.

Ebeveynler ekran süresini sadece sınır koyarak değil, alternatif sunarak dengeleyebilirler. Pazartesi ‘müzik günü, salı ‘hikâye yazma günü’, çarşamba ‘doğa keşfi’ günü gibi her güne anlam yüklenebilir. Basit malzemelerle yapılan deneyler çocuklarda hem merak uyandırır hem de öğrenmeyi eğlenceli hale getirir. Her hafta birlikte bir kitap okuyup üzerine sohbet etmek, hem dil gelişimini destekler hem de aile bağlarını kuvvetlendirir. Çocuğun yaşına uygun görevlerle birlikte yemek yapmak, sorumluluk ve öz güven kazandırır. Boyama, kolaj, geri dönüşüm malzemeleriyle yapılan projeler çocukların üreticiliğini destekler.”

Teknoloji çağında yetişen çocuklar için doğa, bir denge unsuru…

Çocukların doğayla temas ettikçe sadece fiziksel değil, duygusal ve zihinsel olarak da geliştiğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Araştırmalar doğada zaman geçiren çocukların dikkat sürelerinin uzadığını, kaygı seviyelerinin azaldığını, problem çözme ve yaratıcı düşünme becerilerinin geliştiğini gösteriyor.” dedi. 

Ağaçlara dokunmanın, çimenlere uzanmanın, bir böceği gözlemlemenin ya da yürüyüşe çıkmanın basit gibi görünse de çocuk için dünyayı tanımanın, düzeni keşfetmenin, sakinleşmenin ve bedensel farkındalık kazanmanın yolları olduğunu aktaran Ülkü, “Park gezileri, piknikler, deniz kenarı yürüyüşleri ya da şehirdeki doğa müzeleri… Her bir açık hava etkinliği çocuğun dünyasında iz bırakır. Özellikle teknoloji çağında yetişen çocuklar için doğa, bir denge unsuru olur.” şeklinde konuştu.

Çocukla geçirilen kaliteli zaman, çocuk için çok değerli! 

Her ebeveynin tüm gününü çocuğuna ayıramayabileceğini de ifade eden Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Ancak burada önemli olan zamanın niteliğidir. Birlikte geçirilen 20 dakikalık kaliteli bir zaman arka planda telefonun olmadığı, gerçekten karşılıklı temasın kurulduğu bir zaman dilimiyse çocuk için çok değerlidir.” dedi.

Kısıtlı vakti olan ebeveynlere önerilerde bulunan Ülkü, şunları söyledi:

“Rutinleşmiş küçük ritüeller oluşturun. Her akşam 10 dakika kitap okuma, her hafta sonu sabah kahvaltısını birlikte hazırlama gibi tekrar eden, anlamlı anlar yaratın. Günlük içten sohbetler yapın. ‘Bugün seni en çok ne mutlu etti?’, ‘En zorlandığın an neydi?’ gibi sorularla çocuğun duygularına temas edin. Kaliteli teması seçin. Çocukla sadece fiziksel olarak aynı ortamda olmak yetmez. Onun gözlerine bakmak, söylediklerini aktif şekilde dinlemek ve duygularını onaylamak çok kıymetlidir.”

Yaz tatili, anlam üretme, öğrenme ve bağ kurma zamanı olarak değerlendirilmeli!

Yaz tatilinin, çocukların sosyal becerilerini geliştirmek için ideal bir zaman dilimi olduğunu hatırlatan Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Ancak sosyal beceriler sadece arkadaş ortamında değil, aile içinde de desteklenebilir.” dedi.

Çocukların sosyal becerilerini geliştirmek için aile içinde yapılabilecek aktivitelere de değinen Ülkü, sözlerini şöyle tamamladı:

“Ailece masa oyunları oynayın. Sıra bekleme, kurallara uyma, kaybetmeyi kabullenme gibi sosyal öğrenmeleri destekler. Drama veya hikâye tamamlama oyunları kurun. Duygu tanıma ve empati gelişimine katkı sağlar. Komşu çocuklarıyla etkinlikler organize edin. Küçük piknikler, bisiklet turları veya mahalle etkinlikleri çocukların akran ilişkilerini güçlendirir. Birlikte gönüllülük projelerine katılın. Hayvan barınağını ziyaret etmek, bir yardım kampanyasında görev almak gibi faaliyetler, çocukta aidiyet ve toplumsal sorumluluk bilinci kazandırır.

Yaz tatilini ‘boş zaman’ değil, birlikte anlam üretme, öğrenme ve bağ kurma zamanı olarak değerlendirmek gerekir.”

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

YORUM YAZ